yaptığınız en büyük ticari hata bu parfümü üretimden kaldırmanız olmuş. tebrikler.
aventus süper çalışma alberto sego firmaısndaki muadil 2010 yılındaki harika dumansı eski özlenen formulu birebir neredeyse yapmışlar ellerinize sağlık
mükemmel benzerlik
Normalde paçuli baskın kokuları sevmem, ama Carlisle’daki vanilya-paçuli karışımı muhteşem. Çok feminen parfümlerimle katmanladığımda harika oluyor, zarafet, sofistikelik ve gizem katıyor.
Carlisle’da tütün kokusu hiç almadım. İnsanlar neden tütün notası diyor, anlamadım, koku breakdown’unda bile yok. İlginç bir koku, ama beklediğim gibi değil.
Carlisle’da tatlılık var, ama en maskülen şekilde. Baharatlı, hafif tütün havasıyla çok iyi harmanlanmış. Pürüzsüz, erkeksi bir kış kokusu. 10 üzerinden 10.
Carlisle, vanilya, paçuli, elma ve hafif hindistanceviziyle harika. Kalıcılığı müthiş, yayılımı tam kararında, ne fazla ne az. 10 üzerinden 10.
Carlisle, diğer kokulardan sıyrılıyor. Açılışta zengin küçük hindistancevizi ve sıcak baharatlar, ardından derin, karanlık bir vanilya geliyor. Tatlılık ve baharatın dengesi ustalıkla yapılmış, cesur ama zarif. Yayılımı etkileyici, ama bunaltıcı değil. Mystery Tobacco, Argos Triumph ve Creed Caritureas’ı denedim, hiçbiri Carlisle’ın derinliği ve inceliğine yaklaşamadı. Mevsim normlarını umursamadan bunu tüm yıl kullanırım, çünkü yapabiliyorum.
Carlisle, Parfums de Marly’nin favorim. Red Tobacco ile karşılaştıranları anlamıyorum, bence tamamen farklı. Red Tobacco, Argos’un Triumph of Bacchus’una yakın. Carlisle ise karanlık, dumanlı ve odunsu bir koku. Gerçek bir canavar.
Carlisle, karanlık ve yarı tatlı bir başyapıt. Olgun erkekler ya da alışılmışın dışında tatlar sevenler için ideal. Paçuli, tütün ve vanilya kombinasyonu dahiyane. Kuruma aşaması sıcak ve seksi. Sakallı, iri kollu bir şefin mutfakta puro içerken vişneli turta yaptığı bir sahneyi andırıyor. Soğuk havalarda ya da romantik bir akşam için 10 üzerinden 10.
Carlisle, sanki Batman gibi hissettiriyor. Açılışı, pahalı bir likör shot’ı içmişim gibi. Kuruma aşamasında çok çekici ve büyüleyici. Bağımlılık yapan bir koku.
Aralık 2024’te çantama Carlisle şişemi (2020 partisi, %75 dolu) koydum. Çantayı düşürdüm, şişe kırıldı. Çantam parfümle ıslandı, koku hâlâ duruyor. Kalıcılığına şapka çıkarırım.
Carlisle güzel ve tatlı bir koku, ama öyle tatlı ki feminen hissettirmiyor. Parfums de Marly’nin yüksek fiyatları sinir bozucu, sırf lüks görünsün diye bu kadar pahalı yapıyorlar. Fiyatları yarıya indirseler aynı, hatta daha fazla kâr ederler. Yine de çok kaliteli kokuları var, Carlisle’ı beğendim.
Carlisle’da paçuli çok baskın, karanlık bir hava veriyor ve kolay taşınabilir bir koku değil. Beğeniyorum ama sık sık kullanmayı düşünmüyorum.
Carlisle’ın kokusuz losyonumdan bile zayıf olduğunu söyleyebilirim. Hiç etkileyici değil.
Carlisle’ı ilk kokladığımda âşık oldum, imzam olabilirdi. Ama performansı hayal kırıklığı. Numuneyi aldım, ertesi gün denedim, ama cildimde pek kalmadı. Bir sonraki gün tekrar denedim, yine beklediğim Parfums de Marly performansını göremedim. İki-üç saat sonra burnumu bileğime gömmem gerekti. Parfüme yeni başladım, bu benim cilt kimyamla mı ilgili, yoksa başkaları da aynı sorunu yaşıyor mu? Bilen varsa paylaşsın.
Sonbahar için süper güçlü bir tarçın-elma oda spreyi gibi, ama en güzel haliyle. Elma, reçine ve baharatlar harika bir uyum içinde. Kalıcılığı müthiş, yayılımı iyi, ama aşırı değil, bu bir artı. İltifat topluyor. İlk denediğimde çok bayılmamıştım, bazı amber-zengin kokulardaki hamurumsu kokuyu alıyordum. Ama burnum alıştıkça elma notası öne çıktı. Parfüm yolculuğunda biraz deneyimli olanlar için ideal.
Carlisle, Mancera Red Tobacco’nun tütünsüz hali gibi kokuyor. İlginç ama beklediğim gibi değildi.
Carlisle zayıf bir koku değil, ama karanlık, güzel ve çekici. Parfums de Marly’nin parfümlerini yeniden formüle ettiği belli, Layton ve Pegasus Exclusif hariç. Hugo Boss Bottled Absolu’yu deneyin, Carlisle tarzında ama dört saat yerine canavar gibi performans sunuyor, üstelik daha uygun fiyatlı.
Yeni Carlisle partileri zayıf, ortalama performans gösteriyor. Eski partiler hâlâ bulunabiliyor, ama 2020 sonrası partiler orijinaline göre daha az güçlü. Diğer kolonyalara kıyasla hâlâ ortalama, ama eski gücünden eser yok.
"Perfume" kelimesi, Latince'de "kokulu sis" anlamına gelen "perfumum" kelimesinden türetilmiştir. Türkçede "parfüm" olarak bilinen bu sıvılar, çeşitli kimyasalların ve doğal maddelerin hoş kokular elde etmek için karıştırılmasıyla oluşturulur. Her parfüm, bitkisel özler ve sentetik bileşenlerin birleşimiyle kendine özgü bir koku sunar.
Parfümler, tarih boyunca farklı kültürlerde çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Moda endüstrisinde önemli bir yer edinmeden önce, genellikle soylular ve üst sınıflar tarafından tercih edilirdi. Nadir ve pahalı malzemeler nedeniyle parfümlere yalnızca elit kesimler erişebilirdi.
Parfümün kökeni, M.Ö. ikinci binyılda Mezopotamya’da yaşayan kimyager Tapputi’ye dayanır. Kil tabletlerdeki kayıtlar, Tapputi’nin ilk parfüm üreticisi olduğunu gösterir. Zamanla, farklı medeniyetler parfümü kendi geleneklerine uyarlayarak geliştirmiştir.
Eski Mısır’da koku, üst sınıflar için vazgeçilmezdi. Mitolojide parfüm tanrısı Nefertem, nilüfer çiçeği ile ilişkilendirilirdi. Mısırlılar, çiçeksi, odunsu ve meyvemsi notalarla parfümler üreterek dini ritüellerde ve günlük yaşamda kullanırlardı. Kleopatra gibi liderler, saraylarını ve mezarlarını parfümle donatırdı.
Eski Persler, parfüm ticaretinde öncüydü ve yağ bazlı parfümleri icat etti. Krallar, kendilerine özel "imza kokular" yaratırdı. Örneğin, Kral Darius zambak çiçeği ile anılırdı. Parfüm, Pers soylularının statü sembolüydü.
Romalılar ve Yunanlılar, parfüm yapımını belgeleyerek günümüze ulaşmasını sağladı. M.Ö. 1850’ye tarihlenen bir parfüm fabrikası, dünyanın en eski üretim merkezlerinden biridir. Afrodit tapınaklarında kullanılan kokular, Roma’da hem dini hem de günlük yaşamda yaygındı. Plinius gibi isimler ise parfümü lüksün bir göstergesi olarak eleştirdi.
Hint Tantra ritüellerinde parfüm kutsal bir unsurdu. Çinliler ise kokuları evlerde, ibadet yerlerinde ve dezenfeksiyon amacıyla kullanıyordu. Song Hanedanı’nda kişisel parfümler popülerleşti ve halk arasında yaygınlaştı.
Haçlı Seferleri ile Avrupa’ya taşınan parfüm teknikleri, 11. yüzyılda gelişmeye başladı. Veba döneminde kokuların hastalığı uzaklaştırdığına inanılıyordu. İtalyanlar, parfüm yapımını sıvı formuna dönüştürerek mükemmelleştirdi. Catherine de Medici, parfümü Avrupa’ya yaymada önemli rol oynadı.
Bugün parfüm, milyonlarca insan için bir moda aksesuarıdır. Doğal ve sentetik malzemelerle üretilen yüzlerce çeşit parfüm, her zevke hitap eder. Artık sadece zenginlere özgü olmayan parfüm, indirimli mağazalarla herkesin erişimine açıktır. Parfümün tarihini keşfetmek, insanlığın bu zarif sanatla ilişkisini anlamak için eşsiz bir yolculuktur.